Uzunköprü Ses Gazetesi
Çağdaş Uzunköprü'nin Sesi

Bir Öykü-Nazmi METİN


İLK KEZ ADINI SÖYLEDİLER

            Gerçekten de bir değirmen taşını andıran gövdesini belirgin bir şekilde sağa sola yatırarak  yürürdü.

Kıç tarafı ile göbek bölümü gövdesinin en kaba ve yağlı  bölümünü oluşturduğu için, kıç ve göbekten ibaretmiş gibi görünürdü. Boynu ve kolları, göğsü ile sırtının kaba etleri arasında sıkışıp kaldıkları için, kocaman kafası gövdesinin üzerine öylesine konulmuş gibi dururdu. Ablak yüzünde ağlamaklı bir ifade, dudaksız kocaman ağzından dökülen anlaşılmaz kelimelere eşlik ederek, konuşmasını dilenci yakarmasına dönüştürürdü.

            Köyün toprak yoluna bitişik kahvesini, gecenin lacivert uykulu mırıltısı yerini dinlenik bir şekilde esneyen günün ilk renklerine bırakırken, yarı uykulu gövdesini hantal devinimlerle sürüyerek açar; ocağın altını yaktıktan sonra kahveye bitişik küçük bakkal dükkanına geçer; yan kapısının tahta sürgüsünü çekerek dükkanın koyu yeşil karanlığını tozlu yolun boz aydınlığına açardı.

Bunları yaparken, ağzını kocaman açarak gürültüyle sonu gelmez bir şekilde esnerdi.

Ocağa bir göz attıktan sonra tahta sandalyesini kahve duvarının dışına  dayayarak oturur; oturur oturmaz da, boz gövdesi üzerinden toz bulutları havalanmasına neden olan koşuşturma çılgınlığında bile duyulan horultuyla uykuya  dalardı.

            Köyün havasında yankılanan çan sesleri eşliğinde uyuşuk adımlarla önünden geçen koyun ve keçi sürülerinin kaldırdıkları toz bulutu, giderek uzaklaşan çan seslerinin ardından gerisin geriye çökerken, ortalıkta bir tek onun horultusu duyulurdu.

Üzerinde oluşan sarı toz tabakasıyla saatler sonra uyandığında, içeriden gelen bardak seslerini ve çaylarını içen köylülerin mırıldanmalarını duyardı.

Tozdan sararmış görüntüsüyle içeri girerken, köylülerin değişmez takılmaları başlardı:

            “Oooo, Godak!.. Karı seni gece uyutmadı galiba?.. Uyuyabilmek için kendini dışarı zor attın ha?.. Kah!.. kah!..”

            “Eh, aygır gibi karı!.. Godak, fakirim desen karının yanında testi tıkacı gibi!.. Kah!..kah!.. kah!.”

            Godak, ablak suratına zoraki gülümseme oturtmaya çalışarak, sıraladığı okkalı küfürlerin ardından, yakaran sesiyle:

            “Geçmişini s…. karısı!.. o iki kızanı bubasının evinden getirmedi; ben kodumda çıkardı, diye homurdanırdı.

 

            Godak, iki kız çocuğu ardından büyük bir özlemle beklenen erkek çocuk olarak doğmanın ayrıcalıklarıyla büyütülmüştü.

Ana babası onu hiçbir zaman çift, çubuk işlerine bulaştırmamış; bu işleri iki ablası yapmış; o da yan gelip yatarak büyümüştü.

Askerlik sonrası babası onu önce çift-çubuk işlerinden bir erkek gibi anlayan, iri memeleri ile koca kıçı olmasa yapılı bir erkeği andıran Cemileyle evlendirmiş; ardından, “bir baltaya sap olsun!” diye, kahve ile bakkal dükkanı açmıştı.

            Godak’ın, her yaş döneminde alay konusu olan boyu, babasının yüklü başlık parası vererek aldığı Cemile’nin iki metreyi aşan boyu yanında, daha belirgin bir şekilde ortaya çıkınca köylülerin ortak görüşü:

            “Cemile, Godak’ı şalvarında sallar sallar atar!..” şeklinde olmuştu.

 

            Cemile, Godak’ı şalvarında hiçbir zaman sallayıp atamadı!..

Oğulları söz konusu olunca gerçek bir kaynata ve kaynana olan Godak’ın babasıyla anası, Cemile’nin sırtından üç öğün sopayı, kendileri güçten kuvvetten düşene kadar eksik etmediler.

Bir dönem Godak’ın, mahrem konularda bile yan gelip yattığı, babasıyla anasının her şeyi hazır etmesinin ardından, gerekeni yaptığına dair söylentiler bile dolaşmıştı.

 

            Bir gün kasabaya giden Godak’ın dönüşünde kahveye televizyon getirdiği köyde şimşek hızıyla yayılıvermişti.

Haberi duyanlar Godak’ın kahvesine  akın edince, kahvenin içi ve önü ana baba gününe dönüvermişti.

Köyün erkeği kadını, yaşlısı genci, çoluğu çocuğu ilk kez televizyon görüyorlardı.

Gördüler ve:

            “Helal olsun İbram’a” diyerek, ilk kez onun adını söylediler.

 

 Nazmi METİN


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol